Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davası Yargıtay kararları TMK 162 - Ahmed Yasir Orman

Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davası Yargıtay kararları TMK 162

 


II. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış 

Türk Medeni Kanunu Madde 162

-Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. 

-Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. 

-Affeden tarafın dava hakkı yoktur.

Yargıtay Kararları

------------------------------------------------------------

Davacının ceza kovuşturması sırasında şikayetinden vazgeçmesi hayata kast sebebiyle boşanma davası hakkını ortadan kaldırmaz.

Davacı kadın Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesi uyarınca boşanma talep etmiş, davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece davacı kadının boşanma davasına dayanak yaptığı ceza yargılamasında şikayetten vazgeçmesi ve tarafların yargılama sırasında biraraya gelmeleri nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Tüm dosya kapsamı ve ... 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2015/640 esas ve 2016/15 karar sayılı dosya münderecatından da anlaşıldığı üzere, ceza yargılamasına konu iki ayrı zamanda vukuu bulan erkek tarafından kadına uygulanan iki ayrı fiziksel şiddet eylemlerinden, 13.03.2015 tarihli fiziksel şiddet olayından sonra tarafların biraraya geldikleri anlaşılmakta ise de en son yaşanan 31.05.2015 tarihli fiziksel şiddet olayından sonra ayrıldıkları, biraraya geldiklerinin mevcut delil durumuna göre ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece kararın gerekçesine konu edilen, kadının ceza davasında şikayetten vazgeçmesi erkeği eczadan kurtarmaya yönelik olup, erkeği affettiği anlamına gelmediği gibi affın kabul edilebilmesi için kayıtsız şartsız bir irade beyanının mevcut olması ya da en azından affı gösterir fiili bir tutum ve davranışın gerçekleşmiş olması gerekmekte olup, ayrıca af olgusunu iddia edenin bunu somut delillerle ispatı lazımdır. Kaldı ki, davalı tarafın 31.05.2015 tarihli fiziksel şiddet eyleminden sonra affa ilişkin somut delillerle desteklenmeyen iddiası affın kabulü için de yeterli değildir. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı erkeğin, davacı eşine 31.05.2015 tarihinde fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ceza dosyasındaki fiziksel şiddete dair raporunda belirtildiği üzere de, erkeğin kadının saçlarını kopardığının anlaşıldığı, bu haliyle davalı erkeğin, davacı kadına pek kötü ve onur kırıcı davranışta bulunduğunun (TMK m. 162) kabulü zorunlu hale gelmiştir. Öyleyse, Türk Medeni Kanununun 162. maddesine dayalı olarak açılan iş bu davanın kabulü gerekirken, reddi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
Y2HD, 27.02.2018, E. 2018/1054, K. 2018/2622

---------------------------------------------------------------------------------------

Eşlerden biri diğerinin hayatına kast ederse diğer eş aynı dava içinde terditli dava açabilir.

"Dava; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, (TMK m.162), suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m. 163) belirtilen özel boşanma sebepleri ile bu kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) sebebiyle boşanma talebine ilişkindir. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme fiilleri özel boşanma sebebi yanında genel boşanma (TMK m. 166/1) sebebi de oluşturur. Böyle bir durum karşısında kalan eş dilerse bu özel sebeplerin yanında genel sebebe, dilerse birine veya birkaçına birlikte dayanarak boşanma talep edebilir. Davacı öncelikle özel boşanma sebeplerine dayanarak boşanma davası açmış olduğundan, öncelikle özel boşanma sebeplerinin bulunup bulunmadığı belirlenmeli, özel sebep varsa, bu sebebe dayanılarak özel boşanma sebeplerinin gerçekleşmemesi halinde, deliller genel boşanma sebebi (TMK m. 166/1-2) çerçevesinde değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Toplanan deliller öncelikle özel boşanma sebepleri bakımından değerlendirilip, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir."
Y2HD, 15.02.2018, E. 2016/10328, K. 2018/2053

-----------------------------------------------------------

Affın varlığının kabul edilmesi için kayıtsız şartsız bir irade beyanının mevcut olması ya da en azından affı gösterir fiili bir tutum ve davranışın gerçekleşmiş olması gerekir.

"Affın kabul edilebilmesi için kayıtsız şartsız bir irade beyanının mevcut olması ya da en azından affı gösterir fiili bir tutum ve davranışın gerçekleşmiş olması gerekmekte olup, ayrıca af olgusunu iddia edenin bunu somut delillerle kanıtlaması gerekir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre tarafların dava açıldıktan sonra bir araya geldikleri, ortak konutta birlikte yaşadıkları dosya içerisinde bulunan fotoğraflardan anlaşılmakla davacı erkek, davalı kadının kusurlarını affetmiştir."
Y2HD, 12.02.2018, E. 2016/11205, K. 2018/1791

---------------------------------------------------------------------

Hayata kast sebebiyle açılan boşanma davası konusuz kalmışsa aile mahkemesince "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmelidir.

 "kadının kabul edilen boşanma davası temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olmakla erkeğin boşanma davasının konusu kalmamıştır. Gerçekleşen bu duruma göre davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının konusu kalmadığından "Karar verilmesine yer olmadığına" ve davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama gideri ile vekalet ücretine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir."

Y2HD, 28.02.2017, E. 2016/7916, K. 2017/2110

--------------------------------------------------------------------------

Hayata kast sebebiyle açılan boşana davasında davacının kusurlu davranışlarının dikkate alınması suretiyle  kusur kıyaslaması yapılamaz.

"özel boşanma sebebine dayalı boşanma davalarında; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılan boşanma davalarında olduğu gibi davacının kusurlu davranışlarının dikkate alınması suretiyle kusur kıyaslaması yapılamaz. O halde, somut olayda özel boşanma sebebiyle boşanmaya karar verildiğine göre davalı kadının tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, bu husus nazara alınmadan, davacı erkeğe kusur izafe edilmesi doğru olmamakla beraber verilen boşanma kararı sonucu itibarıyla doğru olduğundan boşanma kararının gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle onanması gerekmiştir (HUMK m. 438/son)."
Y2HD, 12.04.2016, E. 2015/16239, K. 2016/7380

--------------------------------------------------------------------------

    Bu konu hakkında bir boşanma avukatından danışmanlık almak isterseniz aşağı yorum olarak yazabilirsiniz.

(Bu yazı Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan'ın "Aile Mahkemesi  Davaları" kitabından yardım alınarak yazılmıştır.)

Aile hukuku ile ilgili farklı konularda Yargıtay kararları okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

Yorum Gönder

0 Yorumlar