Teknolojiden Uzakta Kitap Okuma Sanatı
Geçen gün
arkadaşla Oblomov kitabı hakkında konuşuyorduk. Arkadaşım kitabı haziran
başında başlamış ve 2.5 ayda kitabın daha yarısına yeni geldiği için sen de
baya Oblomovlaşmışsın* diyerek muhabbet açıldı. Tabi bundan sonra arkadaşım çok
meşgul olduğunu söyledi. Haliyle günde 10 saat işte olan bir insan için okumak
zor oluyordu. Ama ya geri kalan 14 saatte kitabı okumak için bir 15 dakika
verimli bir şekilde zaman ayırabilir miydik? 15 dakika kitaba odaklanarak
kitaptan 10 sayfa okuyabilir miydik? Arkadaşım kitabı
telefondan e-kitap formatında okuyordu. Şimdi bu 15 dakika nasıl geçiyor
bakalım.
1. DAKİKA
İlk hevesle kitap açılır ve okunmaya
başlar. Bir dakika geçmeden telefon titreşir ve Whatsapp’tan mesaj gelmiştir.
Haliyle mesaja geç cevap vermek caiz olmadığından mesaj açılır ve cevap
verilir. Tabi cevap verdikten hemen sonra karşı taraftan yazıyor ibaresi
çıktığı için bu da beklenir. Tek mesaj da olur beş mesaj.
5.
DAKİKA
Bundan sonra tekrar kitaba dönülür. Tabi
ilk dakika da okunanlar pek kafaya oturmadığı için sayfanın başına geçilir ve
tekrar okunmaya başlanır. Mucize eseri iki sayfanın sonlarına doğru gelinir ama
bundan sonra akla bir anda İnstagram gelir. Acaba son attığım fotoya kaç kişi
beğenmiş diye gireyim bari diyerekten hemen açılır instagram ve burada da bir
süre gezilir.
9.DAKİKA
Ulan hiç bir şey de okuyamadık diyerekten
kitaba dönülür hemen. Bundan sonra da hızla ikinci sayfadan devam edilir
kitaba. Sayfa biter ve şükür sayfa çevrilir. Ama o da ne Facebook’tan bir
bildirim gelmiştir. Biri senin iletiye yorum yazmıştır ve siz de dehşetle
kitabın devamından daha çok merak etmektesinizdir bu yorumu. Hemen girilir
face’e. Okunur, yorum atılır ve biraz millet ne paylaşmış diye gezinilir.
15. DAKİKA
Ve zaman dolar. Sonuç olarak 15 dakika’da
10 sayfa kitap okunabilecekken sadece 2 sayfa kitap okunur ve o 2 sayfadan da
bir şey anlaşılmaz. Kitap okuyamamanın suçu da çok meşgul olmaya bağlanır ve de
insan zamanını verimli kullanamamaktan ötürü kendini mutlu hissetmez.
Bu olayı sadece kitabı telefonda okuyanlar yaşamıyor. Artık teknoloji o
kadar hayatımıza girdiği için 10 santim ötemiz de telefonumuzla hatta
giydiğimiz akıllı saatlerle her daim bize dokunabiliyor. Haliyle yukarı da
yaşanılan olayı da hepimiz yaşayabiliyoruz. Ben akıllı telefonlarla
üniversiteye başlarken yani bundan 2 sene önce tanıştım. Bundan önceki
hayatımda farkediyordum yaptığım her işi en verimli şekilde yapabiliyordum. 1
saat ders mi çalışılacak 1 saat ders çalışırdım. Arada oyalanma aracımda
telefonlar değil daha çok romanlar olduğu için oyalanma dediğim şeye de pek
oyalanma diyemezdim. Bu sıralar hep direniyordum akıllı telefona. Çünkü alırsam
bağlanacağımı biliyordum. Hatta o sıralar neredeyse hiçbir sosyal medya
platformunda bile aktif olmadığım için teknolojiden baya bir uzaktaydım diyebilirim.
Bu durumuma “mağarada mı yaşıyorsun sen” diyenler oluyordu. Evet biraz mağarada
yaşıyordum ama o mağaranın içinde mutluydum ve kafamı beni ilgilendirmeyen
şeylerle ilgilendirmek zorunda kalmıyordum. İşte bu yüzden o zamanlar kendimi
hep dinç hissederdim.
Akıllı telefonum olmadığı için akıllı telefonun insana ne kadar zarar
verebilir sorusuna net cevap veremiyordum. Bir arkadaşım o zamanlar “Ders
çalışırken telefonu kapatıyorum. Eğer kapatmazsam hiç derse odaklanamıyorum”
demişti. “Vay be! Bu kadar mı insanın yapacağı işi engeller şu zımbırtı”
diyemeden edememiştim. İşte o zamanlar yaptığım işe rahatlıkla odaklanabiliyordum.
Dışarda top oynarken bile sadece oynadığım oyunuma odaklanırdım. Kitap mı
okuyorum sadece kitabın dünyası kafamın içinde olurdu. Ama tabi kapitalist
dünyamızda böyle yaşamak çok zordu ve sonunda benimde elime bir akıllı telefon
geçip teknolojinin tutsağı oldum. İşte bu yazıyı yazma isteği başta belirttiğim
Oblomov olayından sonra oldu. Kendime sordum “Bu olay nereye kadar gidecek?”
Teknolojiye biz sahip olacakken niye teknolojinin bize sahip olmasına izin
veriyoruz ki? İşte kafamda bu sorular varken ve bu durumdan hoşnutsuzken geçen
gün kendime bir söz verdim ve tüm teknolojik zımbırtılardan uzakta 2 saat
boyunca kitap okuyacağım dedim. Oturdum başladım okumaya. Bilerek tamamen
kapamadım telefonu, uzağa bir yere koydum. Başlarda titreşti falan ben direndim
kalkıp bakmadım. Daha sonra da telefon pes etmiş olacak ki sustu. Bundan sonra
elbet tüm konsantre kitabı okuyamadım. Aralarda 5 dakika başka işlerle
uğraştım. Ama bu uğraşlarım da asla telefona elimi sürmedim. Ne yazık ki 2 saat
sonra diyemeyeceğim ama 1 saat 45 dakika boyunca hiç teknolojik aygıtlarla
uğraşmadan geçirdim. Bu süre zarfında hem daha fazla kitap okudum. Hem okuduğumdan
daha fazla lezzet alıp hem de okuduğum hikayenin içine tam konsantrasyon
girebildim. Hem de verdiğim küçük aralarda yaptığım diğer işleri daha verimli
ve hızlı bir şekilde yaptım. Bunu bence hepimiz yapabiliriz. Bırakalım insanlar
bize iki saat ulaşamasın. Ya da iki saat biz uzak kalalım dünyadan. Kendi
dünyamızda yeni dünyalara yelken açalım. Kimse bir yere kaçmıyor sonuçta değil
mi? Eminim herkes sevecektir teknolojiden uzakta geçirilen bu iki saati. Sadece
yapmanız gereken telefonunuzu kapatıp bir elinize çayınızı diğer elinize
kitabınızı alıp güzel bir köşeye oturmak. Bunu her gün yarım saat bile yapınca
göreceksiniz daha mutlu bir insan olacaksınız. Bir süre sonra bunu sadece kitap
için de değil yaptığınız diğer işler için de yapmak isteyeceksiniz. Bir filmi
izlerken ya da oturmuş bir makale yazarken o telefonu kapatıp sadece o işinize
odaklanmak isteyeceksiniz. İşte bunu başarabilirsek günümüzde çoğu insanın
bende konsantrasyon eksikliği var lafı tarih olacaktır.
Hadi varmısınız en kısa zamanda teknolojiden uzakta dakikalar geçirirken
kitap okumaya? Ben varım. Her akşam oturup teknolojiden uzakta kitabımla
başbaşa kalmaya söz veriyorum. Eminim siz de bunu yapmak için şuan can
atıyorsunuzdur. O zaman ne duruyoruz çaylar soğumadan telefonumuzu hemen kapatıp
geçelim kitabımızın başına ve yeni dünyalara yelken açalım.
*oblomovlaşmak: Rus yazar İvan Gançarov'un
yarattığı Oblomov karakteri o kadar tembeldir ki sonunda tüm dillerde
tembelleşmek kelimesinin yerini tutan oblomovlaşmak kelimesi kullanılmaya
başlamıştır.
Blogumun instagram hesabını takip etmek istersen buraya tıklayabilirsin.
2 Yorumlar
Merhaba güzel bir yazı ve doğru tespitler.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Beğenmenize sevindim.
Sil