Bir cahilden Bohemian Rhapsody incelemesi #oscarfilmleri - Ahmed Yasir Orman

Bir cahilden Bohemian Rhapsody incelemesi #oscarfilmleri


Bohemian Rhapsody
        Saat 18.05’te yatakta yatmış telefonda oyalanırken 18.45’te olduğunu düşündüğüm Bohemian Rhapsody filminin seansının 18.15’te olduğunu fark ettim. Son seanstı ve 3 ay önce çıkan bu filmin muhtemelen son seansıydı. Hızlıca kalkıp bisikletimle 18.25te filme yetiştim. Sağ olsun Cinemaximum’un reklamları uzun olduğu için gittiğimde daha film başlamamıştı. Belki cahil diyeceksiniz ama filmle ilgili hiçbir fikrim yoktu. Sadece Oscar’a aday olduğunu biliyordum ve filmin güzel olacağını tahmin ediyordum. Filmin afişinden bir Gangster filmi olabileceğini bile düşünmüştüm. Başka bir cahilliğim de ne Queen’i tanıyordum ne de Freddie Mercury’i. İzlerken “Ana, bu müzik de mi bunlara aitmiş” dedim. Tabi bunu Bohemian Rhapsody parçası için demedim. Herkesin bildiği “we are the champions” ve “we were rock you” parçaları için dedim. Bir zahmet bu parçalar için de söyle dediğinizi duyar gibiyim. Müzikle alakam dinlemek dışına gitmediği için pek sanatçı vs ismi bilmem. Abim de yılda bir yeni çıkan yabancı güzel şarkıları alırım ve dinlerim bu kadar. Tabi bu cahilliğimi değiştirmiyor. :D Ama şöyle bir şey var ki benim gibi hiçbir şeyi bilmeden izlemek de epey güzel oluyor.  Hiçbir şey bilmediğin için senin için bir sonraki sahnede ne olacağı tamamen sürpriz oluyor. Şöyle bir filmi sıfır spoiler ile izleyen de bir benimdir herhalde. Tabi benim bu durumuma imrenen de vardır. Düşünsenize çok sevdiğiniz bir yapıtı kafanızın içinden siliyorlar ve bu yapıtı hiç izlememiş bir şekilde tekrar izliyorsun. Muhteşem bir şey değil mi?
             
           Neyse cahilliğimi bir kenara bırakıp filme biraz da gelelim. Filmin uzunluğu hiç yanıltmasın sizi hiç sıkılmıyorsunuz. Müzikler filmin içine çok iyi serpiştirilmiş. Film Quenn grubundan çok Freddie Mercury’inin üzerinde yoğunlaşmış. Freddie'yi hepimizin Mr. Robot'tan tanıdığımız Rami Melek çok güzel bir şekilde oynamış. Başta da belirttiğim gibi Freddie hakkında hiçbir fikrim olmadığı için sanatçıyı öğrenme açısından benim için çok yararlı oldu. Tabi bir arkadaşımla film hakkında konuştuğumda bana Freddie’nin hayatını çok yüzeysel anlattıklarını ve bazı detayları gereksiz uzattıklarını söyledi. Bu tarz yorumlara internette de çokça rastladım. Sanatçının fanları için biraz kötü bir durum olsa gerek ama benim gibiler için bu durumun çok da sorun olacağını düşünmüyorum.


         
         Bu tarz biyografi filmlerinde bazen anlatılan kişiyi aşırı göklere çıkarabiliyorlar ama bu filmde Freddie’yi ne aşırı ilahlaştırmışlardı ne de aşırı yerin dibine sokmuşlardı. Bu açıdan benim için film baya gerçeğe göre uyarlanmış gibi geldi.
               
freddie mercury
Filmdeki en hoş durumlardan biri de bazı konser sahnelerin birebir verilmesiydi. Özellikle 13 temmuz 1985'te Philadelphia Jfk ve Londra Wembley Stadyumu'nda eş zamanlı olarak gerçekleştirilen tüm zamanların en büyük konserlerinden biri olan Live Aid'in Queen performansı filme birebir aktarılmıştı. Piyanonun üzerinde bulunan içeceklerden tutun Freddie’nin üzerindeki kıyafete kadar.

                Bu saatten sonra sinemada izlemeniz çok zor ama bu film müziklerin tadının daha iyi çıkarılabilmesi için mutlaka sinemada izlenmesi gerek. Tabi evinizde güzel bir ses sistemiyle de izlerseniz sorun olmayacaktır. Sakın sinema çekimi izleme gibi garip fantezilere girmeyin. Yazık edersiniz filmi. Neyse lafı fazla uzatmadan artık yazının sonuna geleyim. Benim filme puanım 9/10. Herkese filmi tavsiye ederim. Şimdiden izlememiş arkadaşlara iyi seyirler dilerim.


Blogumun instagram hesabını takip etmek istersen buraya tıklayabilirsin.

Yorum Gönder

0 Yorumlar