Somut olayda işçi 25.11.2022 tarihinde kendi tarihli el yazısı ile yazılı ve imzalı istifa dilekçesinde “ ... firmasından kendi gönül rızamla istifa ediyorum. Kıdem tazminatım haricinde yasal hiçbir alacağım yoktur.” demek suretiyle işyerinden istifa etmiştir. Bu istifasından önce de başka bir işyeri ile iş görüşmesi yaptığı ve 30.11.2022 tarihinde bu yeni işyerinde işe başlayacağına dair taahhütte bulunmuştur. İstifasından iki gün sonra tarihinde noterden gönderdiği ihtarnamesi ile işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiğini bildirmiştir. Ardından bu konuyla ilgili dava açmıştır.
İlgili dava özeti
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,
müvekkilinin davalı işveren nezdinde 01/02/2009-27/11/2015 tarihleri arasında
elektrik ustası olarak, net 1.750,00 TL ücret ile çalıştığını, ayrıca 180,00 TL
yemek ücreti verildiğini, davacının sigorta primlerinin asgari ücretten yatırıldığını,
bordroların asgari ücretten düzenlendiğini, çalışmalarının Sosyal Güvenlik
Kurumu’na geç ve eksik bildirildiğini, davacının aylık ücretinin asgari ücret
kısmının bankaya yatırıldığını, kalan kısmının ise elden ödendiğini, davacının
aylık ücretlerinin eksik ve düzensiz ödenmesi, fazla mesai ve ulusal bayram
genel tatil ücretlerinin ödenmemesi, Sosyal Güvenlik Kurumu'na eksik ve geç
bildirimde bulunulması sebeplerinden ötürü iş akdini haklı olarak feshettiğini,
davacının 2009-2014 yılları arasında haftanın 6 günü 08:00-21:00 saatleri
arasında, sonraki yıllar ise haftanın 6 günü 08:00-18:00 saatleri arasında
çalıştığını, davacının Kasım 2015 ayına ait aylık ücretinin de ödenmediğini,
yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, alacakların ödenmesi için davacıya
ihtar çekildiğini ileri sürerek; kıdem tazminatı, ücret, fazla çalışma ücreti,
ulusal bayram genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarını talep
etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle;
davacının, davalı işyerinde 23/02/2009 tarihinde asgari ücretle vasıfsız işçi
olarak çalışmaya başladığını, ustalık mertebesine ulaşmadığını, davacının iş
sözleşmesini başka bir iş yerine geçmesi nedeni ile feshettiğini, davacının
25/11/2015 tarihli istifa dilekçesi ile de bu durumun ortaya çıktığını
savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı taraf bu kararı istinafa götürmüştür. İstinaf mahkemesi İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılarak fazla mesai alacağının kendi açıkladığı şekilde hesaplanıp düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına karar vermiştir. Bu kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtayın kararı
İlgili Yargıtay kararının gerekçesi:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında iş akdinin davacı tarafından işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle feshedilip edilmediği uyuşmazlık konusudur. Somut uyuşmazlıkta davacının, 25/11/2015 tarihli el yazısı ile yazılı ve imzalı istifa dilekçesinde “ ... firmasından kendi gönül rızamla istifa ediyorum. Kıdem tazminatım haricinde yasal hiçbir alacağım yoktur.” demek suretiyle işyerinden istifa ettiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde bulunan 06/10/2015 tarihli iş başvuru formu ile davacının Pi Makine adlı işyerine iş başvurusunda bulunduğu ve ... İnsan Kaynakları Müdürlüğü’ne hitaben yazılan form içeriğinden iş başvurusunun kabul edildiği ve davacının 30/11/2015 tarihinde işe başlayacağına dair taahhütte bulunduğu görülmektedir. Davacı istifa dilekçesinden iki sonra 27/11/2015 tarihinde noterden gönderdiği ihtarnamesi ile işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiğini bildirmiş ise de; başka bir işyerinde çalışmak için kendi isteği ile işyerinden istifa eden davacının kıdem tazminatının reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup, kararın bozulmasını gerektirmiştir.
Y9HD, 19.01.2021, E. 2020/4388, K. 2021/1453
İş hukuku konusunda bir iş hukuku avukatından danışmanlık almak isterseniz aşağı yorum olarak yazabilirsiniz.
0 Yorumlar