Patrick Süskind'i ben keşfettim! - Ahmed Yasir Orman

Patrick Süskind'i ben keşfettim!

             
               Yaşım 14-15 iken pek yazar ismi bilmezdim. Malum okulda da roman yazarlarıyla 11. Sınıfta tanışıyorsun haliyle de o sınıfa gelene kadar da her yazarı tanıma şansı pek bulamıyorsun. İşte kitaplar konusunda cahil olduğum o zamanlarda evimin yakınındaki kütüphaneye giderdim kitap almak için. Bizim kütüphanede de öyle rafları gezmeye izin vermezlerdi. Bilgisayardan aratıyordun, kütüphaneci abi getiriyordu istediğin kitabı. Kütüphanenin bu formatı yüzünden de raflar arasında dolaşarak yeni yazarları keşfetmem de imkansız hale gelmişti. İşte böyle bir durumdayken benzer yazarların kitaplarını okumaktan sıkılır bir hal almaya başlamıştım. Yeni yazarlar keşfetmek istiyordum. Bu ruh hali içerisindeyken 2010 şubat ayında kütüphanenin yolunu tuttum. Yeni bir yazarla tanışmakta kararlıydım. Kütüphanenin bilgisayarının başına geçtim. Arama motoruna bilmediğim bir şey yazmak istiyordum. O zamanlar Sünger Bob’u çok severek izlediğim için o çizgifilmdeki Patrick karakterinden esinlenerek arama motoruna Patrick yazdım ve fareyi elime alıp nefesimi tutmuş bir şekilde ara butonuna bastım. Karşıma bir kaç yazarın kitapları çıkmıştı. Dikkatimi Patrick Süskind adlı yazar çekti. “Bay Sommer’in öyküsü” adlı kitabını hemen aldım. Yazar bu kitabında basit ama bir o kadar etkileyici bir şekilde Bay Sommer’in öyküsünü anlatmıştı ki dehşete kapılmıştım. Ben nasıl bu yazarı daha önce tanımamıştım. Yazarın aslında çok ünlü olduğunu bilmeden “bu yazar niye bu kadar ünlenmemiş de tarihin tozlu sayfalarında kalabilmiş” diyerek bu yazarı ben keşfettim edasıyla göğsümü gere gere ortalıkta gezmeye başladım. Daha sonra neden almamışım bilmiyorum bir sonraki kitabını tam bir yıl sonra şubat 2011’de almışım. (Kütüphane kayıtlarından baktım tarihlere) İşte bu tarihlerde artık arkadaştan mı başka birinden mi pek hatırlamıyorum bu yazarın aslında çok ünlü biri olduğunu öğrendim. Hayal kırıklığına uğramıştım. Hani bu yazar bana özeldi, hani ben keşfetmiştim seni? Olamazdı olmamalıydı. Hatta yazarın en ünlü kitabı Koku’nun filmi bile çıkmıştı. Sanırım bu acı gerçeği yazarın Güvercin ve Koku kitaplarını kütüphaneden aldıktan sonra Koku kitabını yarılamışken öğrenmiştim. Yine karşımda muazzam bir üslup ve konu vardı. Bu kitabı okurken Güvercin kitabını da hemencecik yalayıp yutmuştum. Güvercin kitabıyla birlikte yazarın betimlemelerine adeta aşık olmuştum. Benim için artık bu yazar betimleme üstadı olmuştu.

              Ah ah Patrick Süskind, sen hala benim gözümde benim keşfettiğim yazar olarak kalacaksın. İyi ki seni tanıyabilmişim. 
            Daha sonra ne mi oldu? Yazarın “Üç buçuk öykü” adlı kitabını aldım. Pek beğenmeyince yarıda bıraktım ve bu yazarla olan serüvenim sona erdi. İleri de umarım başka bir kitabını daha okurum.

Blogumun instagram hesabını takip etmek istersen buraya tıklayabilirsin. 

Yorum Gönder

0 Yorumlar