Mart Menekşeleri kitap incelemesi
Yazar: Sarah Jio (1978-?)
Sayfa Sayısı:
Yayınevi: Arkadya Yayınları
Orijinal adı:The Violets of March
Puanım: 5/10
Her yazarın hayalinde sadık bir okur
kitlesi vardır. Bu sadık okur kitlesi yazar ne yazarsa yazsın sorgulamadan
okuyup yazarın yazdığı her kitaba aşık olan okurlardır. İlk başta yazar için
kulağa hoş gelen bir okur kitlesi olabilir ama aslında bu okur kitlesi zehirli
bal hükmündedir. Eğer bir yazarın eleştirel bir okur kitlesi olmazsa bir süre
sonra kendini tekrar etmeye başlayacaktır. İşte bu kümenin içine giren bir
yazar da Sarah Jio’dur. Sarah Jio’dan hangi kitabını ilk okursanız okuyun çok
beğeneceksiniz. Hatta bu kitabın filmi de ne güzel olur diyeceksiniz. İşte ben
de bu yazardan ilk Yağmur Sonrası adlı kitabı okumuştum ve çok hoşuma gitmişti
ama ardından Böğürtlen Kışı’nın tanıtım yazısını okuduğumda bu kitapla
benzerliklerin olduğunu gördüm. En son olarak da Mart Menekşeleri’ni okuduğumda
ne kadar haklı olduğumu gördüm. Mart Menekşeleri’ndeki baş karakterimiz Emily
bir yazar ve ilk kitabı çıktıktan sonra sekiz yıl geçmesine rağmen ikinci bir
kitap yazamamış ve ikinci kitabının tamamen farklı bir şey olmasını istiyor.
Mart Menekşeleri’nin de Sarah Jio’nun yazdığı ilk kitap olduğunu düşünürsek
Sarah biraz da kendine kendimi tekrarlamıyacam diye söz vermek istese de ne
yazık ki diğer kitaplarında okurlar farklılıklar görmekten benzerlikleri okumak
zorunda kalıyor. Burada sorun şu eğer bir yazar kendini tekrar ediyorsa bu
kadar neden hızlı hızlı yeni kitaplar yazmak için kendini zorluyor ki?
İnternette biraz araştırma yapınca (yahu bir kitabın ilk baskısı ne zaman
çıkmış ne zor bulunuyor!) bu ilk kitabını 2011 yılında yazmış. Ve bundan
sonraki beş yıla sekiz kitap yazması da kitaplarının benzerlik göstermesini
kanıtlar nitelikte. Bir de anlamadığım internette gördüğüm çoğu okur bu
benzerlikleri görmezden geliyor. Yazar bir kitabının karakterlerini değiştirip
yeni bir kitapmış gibi piyasaya sürse bu durumu farketmeyecek ya da görmezden
gelecek bir sürü okur olacaktır.
Şimdi size bir
Sarah Jio kitabı’nın tarifini vereyim.
Malzemeler:
*1 adet ada
*Alabildiği kadar
enerjik yaşlı insan (Şef elden ayaktan düşmüş yaşlı insanları kullanmamanızı
öneriyor)
*İkinci dünya
savaşından kalma zevkinize göre mektuplar ya da günlük
*İki fincan aşk
*Üç çay kaşığı
gizem
*Bu gizemi
çözecek bir adet 30 yaşlarında sevgilisi olmayan kadın
Kreması için:
*Mutlaka bir
oturağın olduğu renkli bir fotoğraf
Hazırlanışı: Yukarıda belirttiğimiz malzemeleri bir kaba
atıp 30 dakika boyunca mikserle karıştıp ardından önceden ısıtılmış fırında 3
ay pişiriyoruz. Aman biraz geciktirirseniz fırında okurlarınız kitabı
unutacağından şef fırından çıkar çıkmaz okurla buluşmasını öneriyor. Yanında
bir adet peçete ve kahveyle servis edebilirsiniz.
Neyse Sarah Jio’yu bu kadar eleştirdikten sonra biraz da kitaplarının iyi
yönlerinden bahsedelim. Yazarın dilinin sade olması kitaplarını akıcı hale
getirmiş. Ben bu tarz yazarların kitaplarını çerezlik kitap olarak tanımlıyorum.
Yani ağır kitapların arasına ya da çok yoğun olduğun zamanlarda kafa dağıtmak
için okunabilecek kitaplar. Bir lise öğrencisi için sınav haftasında okunabilir
ya da bir çalışan için akşam eve yorgun argın geldiğinde okuyabilir.
Kitapta farkettiğim bir sorun da yazar yaşlı insanlara ete kemiğe tam
bürüyememiş gibi geldi. 85 yaşındaki insanları hiç de 85 yaşındaymış gibi
hissetmedim nedense. Yaşlarını felan demese genç insanlar diyebilirim. Nereden
anladın dersen hemen açıklayayım. Mübarekler hiç bizim yaşlılara benzemiyor. 85
yaşındaki insan araba kullanıyor, yemek yapıyor, bütün gün dışarlarda
geziniyor. Yahu benim annem 50 yaşında biraz iş yaptımı yoruluyor kitaptaki Bee
adlı 85 yaşındaki kadın niye 30 yaşında bir kadınmış gibi ortalarda geziniyor.
Bir de sorun şu bu Bee habire evde Emily’e hizmet ediyor. Ben kendi hayatımdan düşünecek olursam hizmeti 85 yaşındaki kadın değil, evine kalmaya gelen yeğeni
yapması gerekir. Böyle hayırsız bir yeğenin de sanki dünyada kadın kıtlığı
varmış gibi bir ay boyunca 3 tane erkeğin kendisini arzulaması da ayrı bir
gariplik zaten. Yahu Emily adaya geliyor. Bunun hiç mi eskiden kalma bir kız
arkadaşı yoktu. Adadaki eski sevgilisiyle karşılaşıyorsa pekala bir tane de
eskiden kankası olduğu bir kızla karşılaşırdı. Yazarın yaptığı büyük
sorunlardan birisi de bu diyebilirim.
Yazarın iyi yaptığı şeylerden biri de adayı çok iyi tasvir etmiş. Okurken
adanın sessiz ve huzur verici ortamında yaşamak istemedim dersem yalan olur.
Tabi burada bir sorunda kitap mart ayında geçiyor ve yazar arada havanın soğuk
olmasından bahsediyor. Bu soğuk havayı okuyucuya biraz daha iyi yansıtsa daha
hoş olabilirdi.
Özetlemek gerekirse yazarı, iyi
yazıyor diyebilirim ama iyi yazmanın yanında yaratıcılık pek yok. Ya da nasıl
olsa her yazdığımı okuyacak okur var diyerekten tamamen farklı bir kitap yazmak
istemiyor. Biraz da risk almak istemiyor diyebiliriz. Çünkü okurları bu
kitapları beğenmişken belki tamamen farklı bir kurguyla bir kitap çıkarsa
beğenilmeyecek. Tabi gerçek bir yazar böyle şeylerden korkmamalı. Kalemi kuvvetliyse
zaten her türdeki kitabına okur bulacaktır. Artık temennimiz bu yazardan farklı
şeyler yazmasıdır ama bu beklentimiz yerini bulmayacağı için en iyisi bu
yazardan üçten fazla kitabını okumamak. Hatta iki bile yeterli olacaktır.
Neyse çok uzatmak istemiyorum.
Eğer bu yazardan sadece bir kitap okuyacağım derseniz Yağmur Sonrası’nı
öneririm. En azından o kitapta biraz da ikinci dünya savaşının bilinmeyen
yönlerini öğrenme şansı buluyorsunuz.
Bu arada incelememi istediğiniz
bir kitap varsa yorum olarak yazabilirsiniz ama baştan diyeyim okuyup yorumlayacağıma
söz vermiyorum. Ne de olsa bir kitabı okumak, incelemek baya emek istiyor. Bu
yüzden de inceleyeceğim kitapları iyi seçmem gerekiyor. Herkese bol okumalı
günler dilerim.
Saramago'nun Körlük isimli kitabına yaptığım incelemeyi okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
Saramago'nun Körlük isimli kitabına yaptığım incelemeyi okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
Blogumun instagram hesabını takip etmek istersen buraya tıklayabilirsin.
5 Yorumlar
Yasir Bey, Tolstoy'un Hz.Muhammed hakkında yazdığı kitabı incelemeniz mümkün mü acaba? Yorumunuzu merak ediyorum.
YanıtlaSilKitap elimde mevcut. En kısa zamanda okuyup incelerim.
SilMerhaba, bu aralar birkaç kitabını okuduğum hatta şuanda bile amok koşucusu adlı eserinini okuduğum Stefan Zweigin kitaplarini incelerseniz sevinirim. Satranç kitabını gayet güzel incemiştiniz zaten. Şimdide Korku, Olağanüstü Bir Gece ve Bir kadının yaşamından yirmi dört saati inceleyebilirsiniz. Kısa olmalarından dolayı rahatlıkla okuyup analiz edebilirsiniz. Zweig incelemek istemiyorum derseniz yine ince bir kitap olan İnsan ne ile yaşar kitabını inceleyebilirsiniz.
YanıtlaSilBu arada bu yazınızıda beğendiğimi belirtmek istiyorum. İyi incelemeler.
Elimde Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat kitabı var. Eylül ayı içerisinde okuyup sizin için incelerim.
SilMart menekşeleri kitabı nin kahramanları nelerdir
YanıtlaSil