Mount and Blade serüvenim ve Bannerlord incelemesi #1 - Ahmed Yasir Orman

Mount and Blade serüvenim ve Bannerlord incelemesi #1

mount and blade bannerlord

Yazıyı ortaçağ müzikleri eşliğinde okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
Mount and Blade 2 Bannerlord’u anlatmadan önce size Mount blade maceramı anlatmak isterim. Türk yapımı olan Mount and blade ile ilk tanışmam 2007 ya da 2008 yılına dayanıyor. O zaman Oyungezer dergisi oyunu yanında bedava olarak vermişti. Abim de dergiyi hemen almış ve oyuna başlamış olduk. Bu oyun Warband öncesinde olan oyun. Oyuna başladığım anda büyülenmiştim adeta. Tabi yaşımın küçük olmasından ötürü oyunun her şeyini öğrenememiştim. Mesela haritanın sadece üst tarafında takıldığım için askerlerimi sadece Nordlular ve Veager'den alıyordum. Her köyde aynı tür asker alındığını sanıyordum. Tabi baya bir oynadıktan sonra aklıma haritada aşağılara gitmek gelince Kergit atlıları ile tanışmış oldum. Benim için tamemen büyüleyici bir oyundu. At sırtında ordunu topluyorsun ve savaşıyorsun.Şehre git, ticaret yap; köylere git, görev yap; istediğin krallığa bağlılık yemini et..bu tamamen sana kalmış. Daha 12-13 yaşında bunları yapabiliyor olmak muazzam bir şeydi. O zamanki oyundan aklımda kalan bir şey de Nordlulardan köle almak istediğimde her zaman oyundan atılıyordum.
             

WARBAND

2010 yılına geldiğinde ise Mount and Blade Warband çıktı. Önceki oyunu oynamamızdan ötürü abimle hemen almak istedik. Tabi yaşımız küçük, o zamanlar oyunları genelde korsan indiriyoruz ama Teknosa'da oyun ucuz olduğu için ve Türk oyununa katkımız olsun diyerek kutulu bir şekilde oyunu aldık. Kutunun içinden Kalradya’yı, krallıkları anlatan bir kitapçık da çıkmıştı. O kitapçık baya efsane bir şeydi (Kesin benim yüzünden kaybolmuştur tabi.).
Warband'ta bu sefer harita değişmişti. Oyunda yapılan şeyler artmış, görevler çeşitlenmişti. İlk başlarda 5 krallık vardı: Veagir, Nord, Svadya, Kergit ve Rodok. Sonraki güncellemelerde Arap bir krallık olan Sarranid de eklenince 6 krallık olmuş oldu. Ben Avrupa'yı temsil eden Svadya’ya bağlılık yemini ederdim genelde. Hem haritanın ortasında olmasından dolayı tüm Kalradya’ya hakim bir şekilde oynaması kolay olacağından hem de Svadya Krallığı'nın şövalyelerinin güçlü olmasından dolayı tercihim Svadya Krallığı'ndan yana oluyordu. Tabi genelde çevremdekiler Kergitlerin Türk soyundan olmasından dolayı Kergitleri seçerlerdi.
                Warband’ta elinize çift elli kılıç aldığınızda sizi durdurabilecek kimse yoktu. Hele ki haritanın kuzeyindeki atlı birliği olmayan Nordluları leblebi gibi avlıyordunuz. Tabi bu biraz oyunu kolaylaştıran etmendi. Orduyu önünüze alıp geri geri giderek Cellat kılıcıyla kafalarına kafalarına vurarak bitirebiliyordunuz. Buna bir çözüm getirilse iyi olurdu. Tabi oyunu kolay modda oynamam da bir etken de olsa bu bir sıkıntı idi.  Birazdan Bannerlord ile Warband'ı karşılaştırırken yine bu konuya değineceğim için şimdilik Warband'ı bir kenara bırakalım ve 2011 yılında çıkan Fire and Sword’a geçelim.
mount and blade warband
Warband'tan bir görüntü

                FİRE and SWORD

Fire and Sword’ta tarihler 17. yüzyılı gösterirken haritamız Avrupa olmuştu. Bir anda karşımıza ateşli silahlar çıkmıştı. Hele ki oyunun başlarında bir anda tüfekle ölmeniz an meselesiydi. Kısaca tüfek çıkmış, mertlik bozulmuştu ama tüfeğin yavaş doldurulmasından dolayı pek de etkili bir silah değildi. Fire and Sword’la oyuna gelen en iyi özellik hikaye modlarıydı. İsterseniz seçeceğiniz 3 tane hikayeyi de oynayabiliyordunuz. Ben Lehlerin ve Rusların hikayesini bitirmiştim. Kazakların hikayesi ise yarım kalmıştı sanırım. Fire and Sword yeni bir oyun gibi değil, Warbandın bir modu gibi olduğu için ve ben Warband'ı kusana kadar oynadığım için (150 saati aşkın süre) Fire and Sword’da uzun süre oynayamadım.
Fire and sword
Fire&Sword'tan bir görüntü
                2015 yılında ise arkadaştan alıp kısa bir süre Viking modunu oynadım. Son olarak da Mount and Blade’e girişim 2017 yılında olmuş. O zamana kadar ara ara tekrar Warband’a başladım ama o kadar uzun süre oynayınca eski tadı alamaz olmuştum ve bu yüzden de 2017’den sonra Mount and Blade’i bir süre rafa kaldırdım.


        Mount&Blade 2 Bannerlord

Ve gelelim Türkiye'nin gururu Tale Words'un çıkardığı yeni oyun Mount and Blade Bannerlord’a...Uzun yıllar bekledik. Artık çıkmaz, çıksa da hangi sistemde oynayacağım diye düşünürken geçtiğimiz hafta erken erişim olarak çıktı. Ya benim takoz laptop çalıştırmazsa diye başta hiç yanaşmadım. Hem de kendimi biliyorum, bir otursam Warband gibi başından kalkmazdım. Ama karantina günlerinde sabrım geçen cumartesi tükendi. İzlediğim videolardan içimdeki oynama ateşi iyice alevlendi ama benim takoz laptop kaldıracak mıydı acaba? Alalı 3 yıl olmuştu laptopu. İşlemcisi i5-7200U Ram 8 gb olan laptopumun zar zor çalıştırabileceğini görünce hemen abimin steam hesabından oyunu (%10 oyunun kendi indirimi, %10 da daha önceki Mount&Blade oyunlarından en az bir tane aldığımız için) 120 liraya aldık. Uzun bir yüklenme süresinin ardından geçen Pazar sabahı oyuna başladım. O da ne! Ekstra soğutucu kullanmama rağmen oyun bazı noktalarda kasıyordu. Kale kuşatmalarında oynanmayacak dereceydi. Neyse ki artık güncellemelerden sonra oyundaki kasmalar baya bir düzelir gibi oldu.

Öncelikle belirtmek isterim ki oyun erken erişim olarak piyasaya sürüldü. Yani eleştireceğimiz noktalar elbette düzeltilecektir ama biz yine eleştirilerimizi yapalım ki düzeltmeler daha hızlı bir şekilde gelsin. Bannerlord meydan savaşı


Oyundaki ilk gözümüze çarpan nokta savaş dinamiklerinde oluyor. Yukarıda da belirttiğim gibi artık tek başınıza 100 kişilik orduyu yok edeyim deme yok. Zaten daha oyun başında "yav Warband'tan biliyoruz savaşmayı!" diyip çapulcularla girdiğim savaşta esir düştüm. Ve o zaman anladım ki ordu ve orduyu yönetmek çok önemli Bannerlord’ta.
Savaş alanında yapacağınız taktiklerle nitelikli orduları bile alt edebilirsiniz.  Daha tüm taktiklere hakim olamadım ama alışmaya başladıkça yapması kolay oluyor. En basiti askerlerinizi bir yere konumlandırabiliyorsunuz. Mesela bir tepe mi gördünüz. Hemen okçularınızı oraya yollayın ve önlerine de piyadeleri koyun. Sonra da başlasınlar düşmanı peynir ekmek gibi yemeye.
                Oyundaki görev çeşitliliğinin az olması biraz kötü geldi bana. Daha fazla görev beklerdim. Bir süre sonra aynı görevleri yapmak istemediğiniz için görev yapmayı kendiliğinizden bırakıyorsunuz. Bunun yanında görev alacağınız kişileri artık eskisi gibi aramanıza gerek yok. Şehre ya da köye girince sağ üstte otomatik olarak konuşabileceğiniz kişiler, ve hangisinde hangi görev var gözüküyor. Bu bakımdan baya pratik olmuş oyun. Ayrıca bazı görevler için yanınızdaki yoldaşları görevlendirerek ayak işleri ile uğraşmamış da oluyorsunuz.
bannerlord han yoldaş
Handa ekibimize katmak istediğimiz bir yoldaşla konuşurken

                Yoldaşları eski oyundaki gibi sınırsız alamıyoruz birliğimize. Bizim bir klan levelimiz var ve klan levelimiz arttıkça yanımıza alacağımız yoldaşların sayısı artabiliyor. Ben başta önüme çıkan ilk yoldaşları alarak  hata ettim. Siz öyle yapmayın. Ansiklopediden hangi yoldaşın hangi özelliği iyiymiş diye bakın. Ona göre seçin yoldaşınızı. Zaten ansiklopedide hangi handa olduğunu da yazıyor..gider bulursunuz. Ansiklopediden sadece yoldaşların değil tüm lord ve leydilerin nerede olduğunu görebiliyorsunuz. Bu oyunu bir hayli basitleştirmiş. Önceden gidip başka lordlardan lordların yerini sorardık. Biliyorlarsa bize yerini söylerlerdi. Bannerlord’ta bunu bir hayli kolaylaştırmışlar. Tabi ne kadar basitleştirilse de bazı oyuncular sora sora lordu bulmanın daha zevkli olduğunu söylüyor.

bannerlord tablut oyunu
Handa müzik eşliğinde tablut isimli oyunu oynarken

                Oyuna Güney İmparatorluğu'nun topraklarında başladım.Başlangıçta "düzgün bir şekilde oynayayım öyle kötü adam olmayayım" dedim. Etrafta çapulcu falan avladım. Tüccarlardan, ihtiyarlardan görev aldım. Bir süre böyle devam ettim. Baktım ne klan seviyem artıyor ne nüfuzum doğru düzgün artıyor. "Bari gideyim bir krallığa yemin edeyim" dedim. Önüme Güney İmparatorluğu'nun kraliçesi çıktı. Çıkarım karşısına yemin ederim diye düşünürken o da ne! Ezik olduğum için paralı asker olarak bile krallığında istemiyor. Beni yaka paça kraliçenin huzurundan attı nöbetçiler. Ohooo dedim bu böyle olmayacak. Demek bad boy olmadan adam yerine konulmayacaktım. Ansiklopediden baktım hemen. Güneyliler aşağıdaki çöllerde yaşayan krallık olan Aserai ile düşman. Hemen gittim bir Aserai köyünü yağmaladım. Bir anda nüfuz ve klan seviyesi arttı. Emrime alabildiğim asker kapasitesi de yukarı fırladı. Bundan sonra Kraliçenin yanına tekrar gittim. Beni daha önce yaka paça dışarı çıkaran muhafızları iki tokatlayıp “Leydinizi getirin lan!” dedim. Kraliçe beni görünce hemen yavşamaya başladı. Vay be demek bu Kalradya topraklarında ezik adam sallanmıyordu. Demek güçlü olan saygı görülüp seviliyordu. Ama şu an Martin Eden gibi varoluşsal bir krize girmenin sırası değildi. Eğer tüm Karladya’yı ele geçireceksem lordların, leydilerin ikiyüzlülüklerini sineye çekmem gerekti. Bu yüzden sustum ve kraliçeye bağlılık yemini ettim. Artık gerçek bir lord olarak haritada gezinebilirdim.
Güney imparatorluğu kraliçe rhagaea
Kiraliçemiz Rhagaea

                Bir süre ezik askerlerle takıldım ama bir savaşta karşı tarafın elinde esir olan güçlü askerleri kendi orduma katınca bir anda ordum güçlendi ve her şey benim için kolay olmaya başladı. Önüme çıkan düşmanlara kılıcımın tadına baktırdım. Nüfuzumu ve paramı arttırdıkça arttırdım. Güneylilerin kurduğu ordulara katıldım ve kaleler, şehirler aldım. Kale kuşatmalarında kaleye neler ile girebileceğini seçebiliyorsun. Daha önce Fire&Sword’ta kapıya dinamit döşeyebiliyordun. Burada da kapıyı koçbaşı ile kırabiliyorsun. Bu konuda kale kuşatmalarını baya çeşitlendirmişler. Kaleniz olursa da elinizdeki yoldaşlardan birini Vali olarak atayabiliyorsunuz kalenize. Daha oyunda evlilik işinr girmedim ama muhtemelen idareciliği yüksek olan eşinizi bir şehre vali olarak atayabilirsiniz. Evlilikten bahsetmişken evliliği Warband’taki gibi işlevsiz bırakmamışlar. Sanırım evlendiğimiz eşin de nüfuzundan ailesinden yararlanabileceğiz. Bir de artık çocuğunuz da olabiliyor. Tabi çocuğunuz büyür mü bilemem ama çocuklarımla birlikte kuracağım krallığımı genişletmek baya hoş olabilir. Biraz daha oyunda ilerleyince öğrenip bir yazı daha yazarım sizlere.

bannerlord kale kuşatması
Kale kuşatması
                Oyundaki becerilerin gelişimi Warband'a göre değişmiş. Örneğin Warband'ta hiç kullanmadığımız bir kundaklı yayı bile becerilerden gelen puanlarla geliştirebiliyorduk ama burada sadece becerilerden geliştirmemiz yetmiyor. Becerilerden potansiyelini arttırıyoruz ve daha sonra kullandıkça gelişiyor. Yani beceri işi zorlaşmış diyebilirim.
Sonuç
Oyunu yaklaşık 28 saat oynadım. İlk izlenimime göre Warband'ın baya geliştirilmiş hali idi. Erken erişim olmasından dolayı baya eksikler var ama oyun büyük potansiyel vadediyor. Eğer oyuna başlamadıysanız size önerim 1-2 ay bekleyip oyun biraz daha geliştirilince oynamanız. Tabi ben şimdi de oynarım, oyun güncellensin tekrar oynarım, ben sıkılmam diyenlerdenseniz hemen alın başlayın.
Daha önce hiç Mount and Blade oynamamış biri için ise zaten muazzam bir oyun gibi gelecektir. O yüzden bu arkadaşların beklemesine gerek yok. Şimdiden oynamaya başlayabilirler. Zaten severlerse 100 saati aşkın oynarlar. Bu 100 saatlik oyun süresi sırasında da oyun bir hayli gelişecektir. Yeni şeyler öğrenirsem ikinci bir yazı daha yazarım. Şimdilik burada keseyim.
Herkese bol oyunlu günler dilerim. :) Savaşçı ve maceracı kardeşim handan çıkmadan önce gördüğün bir reklama tıklarsan sevinirim. :)

                                                                            Videoya almaya çalıştığım savaş sahnesi. Laptop iyi olmayınca video çekerken kafayı yedi. Yoksa böyle kötü oynamıyorum. :) Merak ettiğiniz soruları da alta yorum olarak bırakabilirsiniz.
Bannerlord'ta nasıl evleneceğinizi öğrenmek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. Hem de Bannerlordtaki maceramın devamını okumuş olursunuz.

Pintipandadan ilk kale savunması deneyimi:)

Blogumun instagram hesabını takip etmek 
istersen buraya tıklayabilirsin.
                                                                                 

Yorum Gönder

0 Yorumlar